Yenilenebilir kaynak, doğanın kendi döngüleri ile sürekli olarak kendini yenileyebilen ve insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılabilen doğal kaynakları ifade eder. Bu kaynaklar, doğal süreçler yoluyla yeniden üretilebilir ve tükenmez niteliktedir. En yaygın yenilenebilir kaynaklar arasında güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik enerji, biyokütle ve jeotermal enerji bulunmaktadır. Bu kaynaklar, fosil yakıtların aksine, çevre dostu olmalarıyla ön…
Biyoçeşitlilik, bir ekosistemdeki tüm canlıların çeşitliliğini, bunların genetik çeşitliliğini ve ekosistem çeşitliliğini kapsayan geniş bir kavramdır. Bu terim, tüm türlerin, bireylerin ve genlerin bir araya geldiği, belirli bir çevredeki yaşamın karmaşıklığını ve zenginliğini ifade eder. En temel anlamıyla biyoçeşitlilik, doğal ortamda var olan bitki, hayvan, mikroorganizma türlerinin ve bunların oluşturduğu ekosistemlerin tüm çeşitliliğini kapsamaktadır.
Biyoçeşitlilik,…
Ekoloji, canlıların ve bunların çevreleriyle olan ilişkilerini, etkileşimlerini ve bu etkileşimlerin sonuçlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Bu disiplin, biyolojinin bir alt dalı olarak kabul edilir ve doğadaki organizmaların yaşam alanları, besin zincirleri, popülasyon dinamikleri ve ekosistem etkileşimleri gibi konuları kapsamaktadır. Ekoloji, doğanın karmaşık işleyişini anlamak için sistematik bir yaklaşım benimser ve organizmaların çevresel faktörlerle nasıl…
BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method) Sertifikası, bina ve altyapı projelerinin çevresel performansını değerlendiren ve sertifikalandıran, dünya çapında tanınmış ve yaygın olarak kullanılan bir sürdürülebilirlik değerlendirme sistemidir. 1990 yılında Birleşik Krallık'ta Building Research Establishment (BRE) tarafından geliştirilen BREEAM, tasarım, inşaat ve işletme aşamalarında çevresel etkiyi minimize etmeyi ve sürdürülebilirliği maksimize etmeyi hedefleyen bir sistemdir.…
Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamında, iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla 12 Aralık 2015 tarihinde Paris'te kabul edilen uluslararası bir anlaşmadır. Anlaşma, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 2°C'nin altında tutmayı, mümkünse 1.5°C ile sınırlamayı hedefler. Bu hedef, iklim değişikliğinin en yıkıcı etkilerinden kaçınmak için bilimsel topluluk tarafından belirlenen…
ISO 14064, seragazı emisyonlarının hesaplanması, azaltılması ve doğrulama işlemlerine dair kılavuzlar sunan bir dizi uluslararası standarttır. Bu standartlar, kuruluşların sera gazı emisyonlarını şeffaf, ölçülebilir ve yönetilebilir bir şekilde ele almalarını sağlayarak, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunmayı hedefler. Üç ana bölümden oluşur: ISO 14064-1, ISO 14064-2 ve ISO 14064-3. Her bir bölüm farklı bir amaca hizmet…
Yeniden kullanım, bir malzemenin veya ürünün, orijinal amacı dışında veya tamamlayıcı bir amaç için tekrar kullanılması işlemidir. Bu, atık oluşumunu azaltmak, kaynak tüketimini sınırlamak ve çevresel etkileri hafifletmek amacıyla atılan atıkların yeniden değerlendirilmesini ve işlevsel bir şekilde tekrar kullanılmasını kapsar. Yeniden kullanım, geri dönüşüm ve atık yönetimi stratejilerinin önemli bir bileşenidir ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada…
Geri dönüşüm, atık malzemelerin yeniden işlenerek yeni ürünlerin üretiminde kullanılması sürecini ifade eden, çevresel sürdürülebilirlik açısından son derece önemli bir kavramdır. Bu süreç, atıkların doğada birikmesinin önlenmesine, doğal kaynakların korunmasına, enerji tasarrufuna ve kirlilik düzeylerinin azaltılmasına katkı sağlar. Geri dönüşüm, atık yönetiminin temel unsurlarından biri olup, atıkların bertaraf edilmesi yerine değerlendirilmesine dayalı bir yaklaşımı benimser.…
Atık yönetimi, insan faaliyetlerinden kaynaklanan katı, sıvı ve gaz halindeki atıkların, çevreye ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerini en aza indirgemek amacıyla toplanması, taşınması, işlenmesi, geri dönüştürülmesi, bertaraf edilmesi ve nihai olarak imhası süreçlerinin tümünü kapsayan çok yönlü ve disiplinlerarası bir alandır. Bu süreç, atıkların oluşumundan itibaren başlar ve atıkların çevresel etkisinin tamamen ortadan kaldırıldığı…
Küresel ısınma, Dünya'nın ortalama yüzey sıcaklığındaki uzun vadeli artış olarak tanımlanır. Bu artış, esas olarak atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarındaki artıştan kaynaklanır. Sera gazları, güneş ışınlarının Dünya'ya ulaşmasına izin verirken, Dünya'dan geri yansıyan ısıyı (kızılötesi radyasyon) hapseden gazlardır. Bu "sera etkisi", Dünya'nın yüzey sıcaklığının yaşamı destekleyecek seviyelerde kalmasını sağlar. Ancak, insan faaliyetleri sonucu sera gazı konsantrasyonlarında…
Karbon ayak izi, bir bireyin, organizasyonun, etkinliğin veya ürünün yaşam döngüsü boyunca doğrudan veya dolaylı olarak atmosfere saldığı sera gazlarının toplam miktarını ifade eden bir ölçüttür. Bu ölçüt, genellikle karbondioksit eşdeğeri (CO2e) cinsinden ifade edilir. Çünkü farklı sera gazlarının küresel ısınmaya etkisi farklıdır ve bu farklılıklar, karbondioksit baz alınarak hesaplanan küresel ısınma potansiyeli (GWP) değerleri…
Ekolojik ayak izi, bir bireyin, bir topluluğun veya bir ülkenin yaşam tarzını sürdürmek için gereken ve doğal kaynakların tüketimi ile atık üretimini içeren, biyolojik olarak üretken alan miktarını ifade eden bir ölçüt olarak tanımlanır. Basitçe ifade etmek gerekirse, belirli bir yaşam tarzını sürdürmek için Dünya'nın ne kadar biyolojik olarak üretken alanına ihtiyaç duyulduğunu gösteren bir…
