Basel Sözleşmesi, tehlikeli atıkların uluslararası taşınmasını ve bertarafını düzenleyen önemli bir uluslararası anlaşmadır. 22 Mart 1989 tarihinde İsviçre’nin Basel kentinde imzalanmış olup, 5 Mayıs 1992 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin temel amacı, tehlikeli atıkların uluslararası sınırlar boyunca taşınmasını kontrol altına almak ve bu süreçte çevresel ve insan sağlığını korumaktır. Basel Sözleşmesi, ülkeler arasında atık ticaretinin düzenlenmesi ve çevresel risklerin minimize edilmesi konusunda uluslararası işbirliği sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.
Sözleşme, tehlikeli atıkların tanımını yaparak, hangi tür atıkların bu kapsama girdiğini belirler. Bu kapsamda tehlikeli atık, insan sağlığına ve çevreye zarar verebilecek fiziksel, kimyasal veya biyolojik özellikler taşıyan atıklar olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, ağır metaller, kimyasal atıklar, radyoaktif atıklar ve biyolojik atıklar bu kategoriye girmektedir. Basel Sözleşmesi, tehlikeli atıkların yalnızca üretildiği ülkelerde işlenmesi gerektiğini ve bu atıkların gelişmekte olan ülkelere ihraç edilmesinin yasaklanmasını öngörmektedir.
Sözleşmenin uygulanması, taraf devletlerin sorumluluğundadır. Taraf ülkeler, tehlikeli atıkların yönetimi konusunda ulusal yasalarını geliştirmeli ve uygulamalıdır. Ayrıca, sözleşme çerçevesinde, taraflar arasında bilgi paylaşımı, işbirliği ve teknik yardım sağlanması teşvik edilmektedir. Basel Sözleşmesi, her ülkenin kendi sınırları içinde tehlikeli atıkların yönetimi için gerekli önlemleri almasını ve bu atıkların taşınması sırasında çevresel riskleri en aza indirmesini zorunlu kılmaktadır.
Basel Sözleşmesi, 1995 yılında yapılan bir revizyon ile Basel Sözleşmesi’ni Geliştiren Protokolü ve 1999’da kabul edilen Basel Sözleşmesi’ne Ek Protokol ile genişletilmiştir. Bu eklemeler, sözleşmenin kapsamını genişleterek, elektronik atıklar ve diğer yeni tür tehlikeli atıkları da kapsayacak şekilde güncellenmiştir. Bu bağlamda, elektronik atıkların uygun bir şekilde geri dönüşüm ve bertaraf süreçlerine tabi tutulması gerektiği vurgulanmıştır.
Sözleşme, aynı zamanda atıkların geri dönüşümü ve yeniden kullanımı konularında da önemli düzenlemeler içermektedir. Taraf devletler, atıkların mümkün olan en yüksek oranda geri dönüşüm ve yeniden kullanımını teşvik etmeli ve bu süreçlerde çevresel standartlara uymalıdır. Basel Sözleşmesi, atıkların yönetimi sırasında çevresel sürdürülebilirlik ilkesini benimsemekte ve bu ilke doğrultusunda uluslararası işbirliğini artırmayı hedeflemektedir.
Sonuç olarak, Basel Sözleşmesi, tehlikeli atıkların yönetimi ve taşınması konusundaki uluslararası normları belirleyen kritik bir anlaşmadır. Sözleşme, çevresel koruma, insan sağlığının korunması ve sürdürülebilir gelişim hedefleri doğrultusunda önemli bir çerçeve sunmaktadır. Bu bağlamda, taraf ülkelerin yükümlülüklerini yerine getirmesi ve işbirliğini artırması, sözleşmenin etkinliğini sağlamada hayati öneme sahiptir.