İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (United Nations Framework Convention on Climate Change – UNFCCC), Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında Rio de Janeiro’da yapılan Dünya Zirvesi’nde kabul edilen ve iklim değişikliği ile mücadele etmek amacıyla oluşturulan uluslararası bir anlaşmadır. Bu sözleşmenin temel amacı, dünya genelinde sera gazı emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğinin etkilerini minimize etmek ve buna bağlı olarak küresel sıcaklık artışını kontrol altına almak için bir çerçeve oluşturmak olarak belirlenmiştir.
UNFCCC, 197 ülkenin taraf olduğu ve her yıl düzenli olarak toplanan Taraflar Konferansı (COP) ile yürütülmektedir. Bu konferanslar, iklim değişikliği ile ilgili uluslararası işbirliğini güçlendirmek, ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerini belirlemek ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için stratejiler geliştirmek amacıyla yapılmaktadır. Taraflar Konferansı, ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele konusundaki taahhütlerini belirlemesi ve uygulamada ilerleme kaydetmesi için bir platform sunmaktadır.
UNFCCC çerçevesinde, iklim değişikliği ile ilgili sorunlar, sosyal, ekonomik ve çevresel boyutlarıyla ele alınmaktadır. Sözleşme, iklim değişikliğinin etkilerinin en fazla hissedildiği gelişmekte olan ülkeler ile sanayileşmiş ülkelerin farklı sorumlulukları olduğunu kabul etmektedir. Bu bağlamda, gelişmiş ülkelerin tarihsel sera gazı emisyonlarının daha yüksek olması nedeniyle, gelişmekte olan ülkelere finansal ve teknolojik destek sağlaması gerektiği vurgulanmaktadır.
UNFCCC’nin en önemli çıktılarından biri, Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması gibi iklim değişikliği ile ilgili uluslararası anlaşmalardır. Kyoto Protokolü, 1997 yılında kabul edilmiş ve 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu protokol, gelişmiş ülkelerin belirli bir süre içinde sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdünde bulunmasını gerekli kılmaktadır. Paris Anlaşması ise, 2015 yılında kabul edilmiş olup, tüm ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelede ortak bir hedef belirlemelerini ve bu hedefe ulaşmak için ulusal katkı beyanları (NDC) sunmalarını öngörmektedir. Bu anlaşma, küresel sıcaklık artışını 2 °C’nin altında tutmayı ve mümkünse 1.5 °C ile sınırlamayı hedeflemektedir.
UNFCCC süreci, iklim değişikliği ile mücadelede işbirliğini teşvik etmekte ve ülkelerin iklim değişikliği ile ilgili önlemler almasını sağlamakta kritik bir rol oynamaktadır. Ayrıca, iklim değişikliği ile ilgili veri ve bilgi paylaşımını artırarak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bilgi alışverişine olanak tanımaktadır. Bu bağlamda, iklim finansmanı, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme gibi konular, UNFCCC’nin önemli bileşenlerindendir.
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, iklim değişikliği ile mücadelenin sadece hükümetlerin değil, aynı zamanda özel sektör, sivil toplum ve bireylerin de katkı sağlaması gereken bir süreç olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle, iklim değişikliği ile ilgili farkındalığı artırmak ve toplumsal katılımı teşvik etmek amacıyla çeşitli kampanya ve projeler yürütülmektedir. UNFCCC, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile iklim değişikliği arasındaki ilişkileri de göz önünde bulundurarak, iklim değişikliği ile mücadelede daha kapsamlı ve bütüncül bir yaklaşım benimsemektedir.