İKLİMLE BAĞLANTILI FİNANSAL AÇIKLAMALAR (TCFD)
İklimle Bağlantılı Finansal Açıklamalar (Task Force on Climate-related Financial Disclosures – TCFD), finansal piyasalarda şeffaflık ve sürdürülebilirlik sağlamak amacıyla oluşturulmuş uluslararası bir çerçevedir. 2015 yılında Finansal İstikrar Kurulu (Financial Stability Board – FSB) tarafından kurulan TCFD, şirketlerin ve finansal kurumların iklim değişikliği ile ilgili risk ve fırsatlarını finansal raporlamalarına entegre etmelerini teşvik eder. Bu sayede yatırımcılar, kredi verenler ve diğer paydaşlar, iklimle ilişkili finansal etkileri daha iyi anlayarak bilinçli kararlar alabilirler.
TCFD’nin temel amacı, iklim değişikliğinin finansal sistem üzerindeki etkilerini şeffaf ve tutarlı bir şekilde raporlamak ve böylece piyasa istikrarını desteklemektir. Bu kapsamda, TCFD önerileri, şirketlerin iklimle bağlantılı riskler ve fırsatlar hakkında bilgi vermesini zorunlu kılar. Bu riskler genellikle iki ana kategoriye ayrılır: Fiziksel riskler ve Geçiş riskleri. Fiziksel riskler, iklim değişikliğinin doğrudan etkileri olan aşırı hava olayları, deniz seviyesinin yükselmesi gibi olayları içerirken; geçiş riskleri, düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde ortaya çıkan düzenleyici, teknolojik ve piyasa değişikliklerini kapsar.
TCFD önerileri dört ana alanda yapılandırılmıştır: Yönetim, Strateji, Risk Yönetimi ve Performans Ölçümü ve Hedefler. Yönetim alanında, şirketlerin iklimle ilgili risk ve fırsatları nasıl yönettiği açıklanır. Strateji bölümünde, iklim değişikliğinin iş modeli ve strateji üzerindeki etkileri detaylandırılır. Risk yönetimi kısmı, iklimle bağlantılı risklerin nasıl tanımlandığı, değerlendirildiği ve yönetildiği hakkında bilgi verir. Performans ölçümü ve hedefler ise, şirketlerin iklimle ilgili performanslarını nasıl ölçtükleri ve hangi hedefleri belirlediklerini ortaya koyar.
TCFD’nin önemi, giderek artan iklim değişikliği etkileri ve sürdürülebilir finansman ihtiyacı ile paralel olarak büyümektedir. Dünyanın dört bir yanındaki düzenleyici kurumlar ve finansal piyasalar, TCFD önerilerini benimsemekte ve raporlama standartlarına entegre etmektedir. Bu durum, şirketlerin iklimle ilgili finansal risklerini daha iyi yönetmelerine, yatırımcıların ise portföy risklerini azaltmalarına olanak tanır.
TCFD raporlaması, sadece çevresel sürdürülebilirlik açısından değil, aynı zamanda kurumsal yönetim, şeffaflık ve yatırımcı güveni açısından da kritik bir araçtır. Şirketler, TCFD önerilerine uyum sağlayarak, iklimle ilgili belirsizlikleri azaltır, uzun vadeli stratejik planlamalarını güçlendirir ve piyasa rekabetinde avantaj elde ederler. Ayrıca, bu raporlamalar, finansal kurumların iklimle bağlantılı riskleri portföylerine entegre etmelerine ve sürdürülebilir yatırımları artırmalarına yardımcı olur.
TCFD’nin uygulanması, şirketlerin sera gazı emisyonları ve diğer çevresel etkilerini ölçmelerini, iklim senaryoları üzerinden stres testleri yapmalarını ve sürdürülebilirlik hedefleri belirlemelerini gerektirir. Bu süreç, şirketlerin iklim değişikliğine adaptasyon ve mitigasyon stratejilerini geliştirmelerine olanak tanır. Ayrıca, TCFD raporları, yatırımcılar ve diğer paydaşlar için güven