ULUSLARARASI KIYI KORUMA PROTOKOLLERİ
Uluslararası Kıyı Koruma Protokolleri, kıyı bölgelerinin sürdürülebilir yönetimi, korunması ve iyileştirilmesi amacıyla uluslararası toplum tarafından kabul edilen, bağlayıcı veya gönüllü nitelikteki hukuki metinler, anlaşmalar ve yönergeler bütünüdür. Bu protokoller, kıyı ekosistemlerinin biyolojik çeşitliliğini korumak, kıyı erozyonunu önlemek, deniz kirliliğini azaltmak ve kıyı alanlarında yaşayan toplulukların sosyal ve ekonomik refahını artırmak için geliştirilmiştir. Kıyı bölgeleri, hem doğal hem de beşeri unsurların yoğun olarak etkileşimde bulunduğu karmaşık sistemler olduğundan, bu alanların korunması çok disiplinli ve uluslararası iş birliği gerektiren bir konudur.
Uluslararası Kıyı Koruma Protokolleri, genellikle Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), Avrupa Konseyi ve diğer bölgesel kuruluşlar tarafından hazırlanmakta ve uygulanmaktadır. Bu protokoller, kıyı alanlarında sürdürülebilir kalkınma ilkelerini benimseyerek, doğal kaynakların aşırı kullanımını engellemeyi, habitatların tahribatını önlemeyi ve iklim değişikliğinin kıyı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı hedefler. Ayrıca, deniz ve kıyı kirliliğinin önlenmesi, atık yönetimi, deniz trafiği düzenlemeleri ve acil durum müdahale planları gibi konuları da kapsar.
Kıyı koruma protokolleri, ekolojik, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla ele alınır. Ekolojik açıdan, kıyı ekosistemlerinin (örneğin mangrov ormanları, mercan resifleri, tuzluklar ve plajlar) korunması, biyoçeşitliliğin sürdürülmesi ve habitatların iyileştirilmesi önceliklidir. Ekonomik açıdan, balıkçılık, turizm ve deniz taşımacılığı gibi kıyı kaynaklarına dayalı sektörlerin sürdürülebilirliği sağlanmaya çalışılır. Sosyal açıdan ise, kıyı bölgelerinde yaşayan yerel halkların yaşam kalitesinin artırılması, kültürel değerlerin korunması ve katılımcı yönetim mekanizmalarının geliştirilmesi önem taşır.
Bu protokoller, kıyı alanlarında entegre kıyı bölgesi yönetimi (Integrated Coastal Zone Management – ICZM) yaklaşımını benimser. ICZM, kıyı kaynaklarının kullanımını ve korunmasını bir arada ele alan, çok paydaşlı ve disiplinlerarası bir yönetim modelidir. Bu model, çevresel, ekonomik ve sosyal hedeflerin dengelenmesini sağlar ve kıyı alanlarında planlama, uygulama ve izleme süreçlerini koordine eder.
Uluslararası Kıyı Koruma Protokolleri kapsamında, deniz kirliliğinin önlenmesi için çeşitli önlemler alınır. Bu önlemler arasında gemilerden kaynaklanan atıkların kontrolü, kıyı sanayilerinden ve yerleşimlerden kaynaklanan kirliliğin azaltılması, petrol sızıntılarına karşı acil müdahale planlarının oluşturulması ve deniz tabanının korunması yer alır. Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle yükselen deniz seviyeleri ve artan aşırı hava olaylarına karşı kıyı savunma yapılarının güçlendirilmesi ve doğal bariyerlerin korunması da protokollerin önemli unsurlarındandır.
Protokoller, taraf devletlerin yükümlülüklerini belirler ve uygulamanın etkinliğini sağlamak için izleme, raporlama ve denetim mekanizmaları içerir. Bu mekanizmalar, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesini, bilgi paylaşımını ve kapasite geliştirmeyi destekler. Ayrıca, kıyı koruma projelerinde yerel toplulukların katılımı teşvik edilir ve eğitim programlarıyla farkındalık artırılır.
Özetle, Uluslararası Kıyı Koruma